Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Eşanlam
Cümleler
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Türkçe - İngilizce
Geçmişi Gizle
Geçmiş Detayları
Geçmişi Sil
Geçmiş :
transformation range
identification of training needs
attribute something to
silver ore
prozessgaschromatographie
hard cash
on live
Geçmiş
Cümleler
"on live"
teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 2 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
General
1
Genel
on live
zf.
yaşarken
2
Genel
on live
zf.
hayatta
"on live"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 118 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
General
1
Genel
live on
f.
geçinmek
What are tobacco producers in Granada going to
live on
now?
Granada'daki tütün üreticileri şimdi neyle
geçinecek?
More Sentences
2
Genel
live on borrowed money
f.
borç yemek
3
Genel
live on
f.
geçimini sürdürmek
4
Genel
live on
f.
ile geçinmek
5
Genel
live on
f.
yaşamını idame ettirmek
6
Genel
live on
f.
ile beslenmek
7
Genel
live on the razor's edge
f.
iki ateş arasında kalmak
8
Genel
live on the razor's edge
f.
ölümle kalım arasında olmak
9
Genel
live on someone else
f.
haraç yemek
10
Genel
live on one's nerves
f.
diken üstünde olmak
11
Genel
live on the edge
f.
uçlarda yaşamak
12
Genel
live on the edge
f.
hayatı uçlarda yaşamak
13
Genel
live on a very small amount of money
f.
çok az bir parayla geçinmek
14
Genel
live on the margins of society
f.
toplumun sınırlarında/kıyısında yaşamak
15
Genel
live on the border of
f.
'nın sınırında yaşamak
16
Genel
live on one's capital
f.
kazanmadan tüketmek
17
Genel
live on one's capital
f.
üretmeden tüketmek
18
Genel
live on one's capital
f.
sermayeden yemek
Phrasals
19
Öbek Fiiller
live on
f.
(öldükten/bittikten sonra) hatıralarda yaşamak
20
Öbek Fiiller
live on
f.
(öldükten/bittikten sonra) hafızalarda yaşamak
21
Öbek Fiiller
live on
f.
(öldükten/bittikten sonra) anılarda yaşamak
22
Öbek Fiiller
live on
f.
(öldükten/bittikten sonra) belleklerde yaşamak
23
Öbek Fiiller
live on
f.
(öldükten/bittikten sonra) insanların zihninde yaşamak
24
Öbek Fiiller
live on
f.
hafızalarda kalmak
25
Öbek Fiiller
live on
f.
hafızalarda yaşamaya devam etmek
26
Öbek Fiiller
live on
f.
hatıralarda/anılarda yaşamaya devam etmek
Colloquial
27
Konuşma Dili
live high on the hog
f.
lüks içinde yaşamak
28
Konuşma Dili
live high on the hog
f.
para içinde yüzmek
29
Konuşma Dili
live on one's own
f.
tek başına yaşamak
30
Konuşma Dili
live on your hump
expr.
kendi yağınla kavrul
31
Konuşma Dili
live on your hump
expr.
kendi kendine bak
32
Konuşma Dili
live on your hump
expr.
kendi geçimini sağla
33
Konuşma Dili
live on your hump
expr.
kendi ayakların üzerinde dur
Idioms
34
Deyim
live on the breadline
f.
açlık sınırında yaşamak
35
Deyim
live on the breadline
f.
aşırı yoksul olmak
36
Deyim
live on borrowed time
f.
az zamanı kalmış olmak
37
Deyim
live on an amount of money
f.
belli bir parayla hayatını idame ettirmek
38
Deyim
live on an amount of money
f.
belirli miktar parayla yaşamak
39
Deyim
live high on the hog
f.
bir eli yağda bir eli balda olmak
40
Deyim
live on borrowed time
f.
bir gözü toprağa bakmak
41
Deyim
live on the fat of the land
f.
bolluk bereket içinde yaşamak
42
Deyim
live on borrowed time
f.
bir ayağı mezarda olmak
43
Deyim
live on the fat of the land
f.
çok iyi durumda olmak
44
Deyim
live on borrowed time
f.
cabadan yaşamak
45
Deyim
live high on the hog
f.
çok rahat bir yaşam sürmek
46
Deyim
live high on the hog
f.
çok zengin olmak
47
Deyim
live on a borrowed time
f.
günleri sayılı olmak
48
Deyim
live on the fat of the land
f.
her şeyin en iyisi ile geçinmek
49
Deyim
live high on the hog
f.
har vurup harman savurmak
50
Deyim
live on one's nerves
f.
heyecanlı bir karaktere sahip olmak
51
Deyim
live on borrowed time
f.
ölmekte olmak
52
Deyim
live on the fat of the land
f.
rahat bir yaşam sürmek
53
Deyim
live high on the hog
f.
para içinde yüzmek
54
Deyim
live on borrowed time
f.
sayılı günleri kalmak
55
Deyim
live high on the hog
f.
şatafatlı bir hayat sürmek
56
Deyim
live on the fat of the land
f.
tuzu kuru olmak
57
Deyim
live on the edge
f.
tehlikeli yaşamak
58
Deyim
live on one's wits
f.
zekası sayesinde yaşamını sürdürmek
59
Deyim
live on one's own
f.
(genelde ekonomik özgürlüğünü kazanıp) kendi başına yaşamak
60
Deyim
live on the fat of the land
f.
yediği önünde yemediği arkasında olmak
61
Deyim
live on (one's) (own) hump
f.
(kendi kendine) yetmek
62
Deyim
live on (one's) (own) hump
f.
(kendi) yağıyla kavrulmak
63
Deyim
live on (one's) (own) hump
f.
(kendi) ayakları üzerinde durmak
64
Deyim
live on (one's) (own) hump
f.
(kendi) geçimini sağlamak
65
Deyim
live on (one's) (own) hump
f.
(kendini) geçindirmek
66
Deyim
live on (one's) (own) hump
f.
(kendi) imkanlarıyla yaşamak
67
Deyim
live on (one's) (own) hump
f.
(kendi kendine) bakmak
68
Deyim
live on a shoestring
f.
kısıtlı bütçeyle yaşamak
69
Deyim
live on a shoestring
f.
az parayla yaşamak
70
Deyim
live on a shoestring
f.
çok düşük bir bütçeyle yaşamak
71
Deyim
live on a shoestring
f.
kıt kanaat geçinmek
72
Deyim
live on a shoestring
f.
kıtı kıtına geçinmek
73
Deyim
live on a shoestring
f.
zar zor geçinmek
74
Deyim
live on a shoestring
f.
ucu ucuna geçinmek
75
Deyim
live on a shoestring
f.
kısıtlı parayla geçinmek
76
Deyim
live on the smell of an oily rag [australia/new zealand]
f.
tutumlu bir şekilde yaşamak
77
Deyim
live on the smell of an oily rag [australia/new zealand]
f.
minimumda yaşamak
78
Deyim
live on the smell of an oily rag [australia/new zealand]
f.
sade yaşamak
79
Deyim
live on the smell of an oily rag [australia/new zealand]
f.
ekonomik yaşamak
80
Deyim
live on the smell of an oily rag [australia/new zealand]
f.
ucu ucuna idare etmek
81
Deyim
live on the smell of an oily rag [australia/new zealand]
f.
kıt/kısıtlı kaynaklarla idare etmek
82
Deyim
live on the smell of an oily rag [australia/new zealand]
f.
idareli yaşamak
83
Deyim
live on the smell of an oily rag [australia/new zealand]
f.
hesaplı yaşamak
84
Deyim
live on the smell of an oil rag [australia/new zealand]
f.
çok tutumlu yaşamak
85
Deyim
live on the smell of an oil rag [australia/new zealand]
f.
çok idareli yaşamak
86
Deyim
live on the smell of an oil rag [australia/new zealand]
f.
sinekten yağ çıkarmak
87
Deyim
live on the smell of an oil rag [australia/new zealand]
f.
kıt kanaat yaşamak
88
Deyim
live on the smell of an oil rag [australia/new zealand]
f.
minimumda yaşamak
89
Deyim
live on the smell of an oil rag [australia/new zealand]
f.
yokluk içinde idare etmek
90
Deyim
live on the smell of an oil rag [australia/new zealand]
f.
sade yaşamak
91
Deyim
live on the smell of an oil rag [australia/new zealand]
f.
ucu ucuna idare etmek
92
Deyim
live on the smell of an oil rag [australia/new zealand]
f.
idareli yaşamak
93
Deyim
live on the smell of an oil rag [australia/new zealand]
f.
hesaplı yaşamak
94
Deyim
live on the smell of an oil rag [australia/new zealand]
f.
ekonomik yaşamak
95
Deyim
live on borrowed time
f.
sayılı günleri kalmak
96
Deyim
live on borrowed time
f.
son demlerini yaşamak
97
Deyim
live on borrowed time
f.
uzatmaları oynamak
98
Deyim
live on borrowed time
f.
doktorların umduğundan fazla yaşamak
99
Deyim
live on borrowed time
f.
son günlerini yaşamak
100
Deyim
live on borrowed time
f.
bir gözü toprağa bakmak
101
Deyim
live (life) on the edge
f.
(hayatı) uçlarda yaşamak
102
Deyim
live (life) on the edge
f.
tehlikeli bir yaşam sürmek
103
Deyim
live (life) on the edge
f.
(hayatı) risk alarak yaşamak
104
Deyim
live on your wits
f.
geçinmek için uyanık ve kurnaz olmak
105
Deyim
live on your wits
f.
zekası sayesinde yaşamını sürdürmek
106
Deyim
live on own
f.
tek başına yaşamak
107
Deyim
live on own
f.
(genelde ekonomik özgürlüğünü kazanıp) kendi başına yaşamak
108
Deyim
live on your nerves [uk]
f.
diken üstünde olmak
109
Deyim
live on your nerves [uk]
f.
heyecanlı bir karaktere sahip olmak
Speaking
110
Konuşma
which/what floor do you live on?
expr.
evin kaçıncı katta?
111
Konuşma
which/what floor do you live on?
expr.
eviniz kaçıncı katta?
112
Konuşma
which/what floor do you live on?
expr.
kaçıncı katta oturuyorsunuz?
113
Konuşma
which/what floor do you live on?
expr.
kaçıncı katta yaşıyorsunuz?
114
Konuşma
which/what floor do you live on?
expr.
kaçıncı katta oturuyorsun?
115
Konuşma
which/what floor do you live on?
expr.
kaçıncı katta yaşıyorsun?
Aeronautic
116
Havacılık
live on something
f.
ile yaşamak
117
Havacılık
live on something
f.
ile geçinmek
118
Havacılık
live on something
f.
ile beslenmek
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of on live
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy